Blog Listem

6 Mart 2010 Cumartesi

Amatör felsefe

Bedenim kontrolümden yavaş yavaş çıkıyor...
Gidişatla eş zamanlı kaosla sürüklenen, benliğimizdekileri hapis altına alan ve hafızalarda, muhakemelerde zuhur eden bir durum .içinde olduğumuz şey buna benziyor.Bu nasıl bir ortam deyip gülümsemekten alamıyorum kendimi daima, ama bunu her ’’an’’ birimlerim için söylemekten kaçınacağım maalesef.Bu bohemlik bu keşmekeş bu tiyatro belki bitecek belki de bitişi bizim için başlangıç olacak.’’Tin, erişebileceği en yüksek heyecan perdesinde artık sadece içinde bulunduğu anı tanır. Geçmiş ve gelecek yoktur, ne anılar kalmıştır ne de beklentiler’’.Mükemmelliği hem izafi hem de hislerin doyumu olarak düşünüyorsak burada biraz duralım.Bir kere mükemmeliyeti mükemmel eden onun ulaşılamaz olmasıysa neden arıyoruz?.Dünya biraz daha kötü olsaydı inanın ki üstesinden gelemezdik. Yaşam, can sıkıntısı ile acının arasında sallanarak gidip gelen mi?.İstenç insanda olan tek şeydir ve irade karşısındaki önceliğini daima korumaya çalışır, ona karşı sözün hakkını vermek istersek zayıftır diyebiliriz.Bir insanı öteki hayvan türlerinden ayıran duyarlılığın ve hatta daha yüksek derecede bulunan öteki iki fizyolojik temel kuvvet karşısındaki önceliğini yadsımadan düşünürsek; bir nesneyi ancak ona karşı şiddetli bir ilgiyle, istencini uyararak yani o nesneye yönelik kişisel ilgi duyarak elde edebilir diyebilme olasılığımız sözüm ona artar malesef.Hayat acıdır .Ama istencin her kalıcı uyarılması en azından karışık türdendir; yani acıyla bağlantılıdır.Bazen bir soru kütüphaneler kapatır.konuşmak değil tek bir soru sormak istiyorum…ANLAMIYORUM,DÜNYADAKİ KÖTÜLÜKLER NEDEN İYİLİKLERDEN DAHA FAZLA?
Salih Meşe

1 yorum: